Seninle , 2020 Mart ayında başlayan serüvenimiz, 2022 Mart ayının gelmesiyle umarım son bulmuştur. Tamam seni sevdim ama çok da uzun kalmana gerek de yok..
İki yıldır dünyanın altını üstüne getirdin. Şöyle geçmişe bir dönüp, tüm yaşadıklarımıza bakıyorum da kahkahalarla gülesim geliyor doğrusu . Bir matematikçi olmama rağmen tüm bu yaşadıklarımızın akıl, fikir, mantık üçgeninde ki yerini bir türlü bulamıyorum..Ne alınan kararlar, ne uygulananlar ne de yaşadıklarımız, benliğimde doğru bir yere konumlanmıyor.
Bedenimin bu virüsle tanışmasına, babamın ölüm sebebinin bu olarak gösterilmesine rağmen hiç kabul etmedim senin kötü olduğunu. Sadece sana yüklediğimiz anlam farklıydı bana göre..
Sen virüslüğünü yapıyordun, biz ise insanlığımızı..
Sen bedenlerimizi değiştiriyordun, biz ise ruhlarımızı..
Sen hücrelimizi etkiliyordun, biz ise yaşamlarımızı…
UNUTTUK!
Ölümlü olduğunuzu, bedenimizin olduğu gibi bu dünyanın ve evrenin bir sahibinin olduğunu, o ol demeden hiç bir şeyin olmayacağını ,
Bedenin bir bilge olup ,kendi kendini şifalandırdığını,
İyi gıdanın ,pozitif düşüncelerinin , tüm bedeni nasıl şifalandırdığını ve böylelikle tüm negatif virüslerin tırs gelip- tırs gideceğini,
Hastalığın bir sonuç, sağlığın bir süreç olduğunu,
İyileşmenin, ilaçta değil gıda ve yaşam tarzında olduğunu..
TEŞEKKÜRLER!!
Teşekkür ederim sevgili virüsüm, tüm bunları hayatıma etkili bir şekilde fark ettirdiğin için..
....
Dinlenmeye geçtiğim süreçte ,okuduğum kitaplarıyla hayatıma değişim ve dönüşümü başlatan kişi sevgili Dr. Ümit Aktaş oldu. Kitaplarıyla doğru bildiğim tüm yanlışlar bir tokat gibi yüzüme çarpıldı sanki. Babamın yıllarca verdiği sağlık mücadelesinde, neleri doğru, neleri yanlış yaptığımızı keşfettiğim ilk kitap zinciri oldu..
Pandemi süresince, bizim gibi düşünen insanların ,sözcüsü ve savunucusu olduğunuz için sonsuz teşekkürler size..
Böylelikle , Dr. Ümit Aktaş vasıtasıyla, glutensiz beslenmenin ilk adımlarını başlatmış oldum. Bu beslenme düzenim, aldığım doğru kararların listesinde yerini almıştı bile. Bir yıl yapar bırakırım dediğim süreç, hayatımın vazgeçilmezleri arasında yerini aldı.
Yeter mi? Yetmedi tabii. Öğrenmeye duyduğum açlık, keşfetme, fark etme, değiştirme ve dönüştürme sürecine vesile oldu. Böylelikle, fitoterapi, aromaterapi, homeopati , bach çiçekleri , doğal taşlar ,bioenerji, biorezonans , frekans, titreşim , bitkiler , tıbbi ve aromatik bitkiler derken iş zincir gibi büyümeye başladı. Kapı kapıyı açtı, keşif keşifi getirdi. Fonksiyonel tıp, İbni Sina tıbbi, kadim bilgiler, derken bir baktım ki bir sürü kitap okumuş, kaynak incelemiş, videolar dinlemiş, eğitimlere katılmışım..
Bedeni, fiziksel bedenden öte göremeyen ben, ruh bedenimi, zihin bedenimi, akıl bedenimi gördükçe yıllar içinde neler kaçırdığını daha iyi anlamaya başlamıştım..
Bilgi, uygulanmadıkça ve paylaşmadıkça benim için hiç bir zaman anlamlı olmadı. Aldığım tüm eğitimlerde, verdiği eğitimle hayatını özdeşleştiremeyen ,eğitimcilerden ve insalardan hep uzak durdum ben.. Başak burcuyum ben tutarlılık benim vazgeçilmezim :)
Bendeki bu bilgiler arttıkça nasıl.com youtube kanalımda bu içeriklerle de doldu taştı. Sevgili Sedama bu noktada sonsuz teşekkür. Ben doldum , taştım ,öğrendim; onunla paylaştım. O öğrendi, seslendirdi, kurguladı ,izleyicilerle paylaştı. Bir çok yararlı içerik çıktı ve çıkmaya da devam ediyor..
FARK ETMEK!!
Hastalandıktan sonra tedavi olmak değil , hastalanmadan yaşayabilmeyi seçmek
Karnı doyurmayı değil , doğru beslenme ile yaşamanın ne demek olduğunu anlayabilmek,
Beslenme yanlış ise ilacın yararının olmadığını, beslenme doğruysa ilaca gerek olmadığını bilmek,
Kimyasal ilaç sürecine gelmeden, bir çok şifalanma yöntemlerinin olduğunu görmek,
Kadim bilgileri takip etmek ve ataların yaptıklarını anlamaya çalışmak ( inanılmaz ritüel ve bilgiler var orada)
Ve en önemlisi de çokça şükür ve teşekkür..
...
Neticede; ‘’Sevgili Virüsüm’’ teşekkür ederim sana, tüm fark ettirdiklerin için..
Daha anlatacağım bir çok yeni keşifim ve teşekkürlerim var. Bir başka post’a kadar şimdilik bu kadar :)
Sağlıkla kalın,
BİRGÜL YANIKLAR
