Hatırlıyorum da ilkokul ve ortaokul dönemlerimde ki el sanatları derslerini, ne kadar çok severdim.
Örgü, dikiş, dokuma, yemek yapma, resim gibi dersler favorimdi benim.
Her ne kadar bir matematikçi de olsam aldığım bu derslerde çok eğlendiğimi hatırlıyorum. Hatırladığım tek sevmediğim yanı ise mutlu olduğum bu derslerden sınav olmaktı. Eğlence idi benim için o dersler.
Neden bir insan örgü örmekten sınav olurdu ki?
O dönemlerde çözemediğim bu mantığı şimdi çözdüm mü ?
tabii ki hayır!
O dönemlerde hep başarmak , yüksek not almak, sınıfı geçmek veya kalmak hırsının ,eğlenerek öğrenme ve deneyim oluşturma duygumuza balta vurduğunu düşünüyordum. Şimdi de düşünüyorum .Çünkü eğitim de bu bakış açımız değişti mi ?
tabii ki hayır!
Aslında dünyada ,bir değişimin ve arayışın içerisinde, teknoloji ve dijitalin bu kadar hızlı gelişimi her ülkenin eğitimini de kendi içinde sorgulatmaya doğru götürüyor. İşte bu sorgulamanın sonucunda oluşan bir akım MAKER HAREKETİ. .
Eğitimde değişmeyi ve dönüşmeyi önemseyen bu akım teknoloji ile kendin yap kültürünün harmanlanması olarak görülüyor. Kaynakları verimli kullanmak, hızlı tüketmemek, bilgiyi beceriye dönüştürmek, en büyük felsefesi. Çünkü eğitimde yapılan bu tür dokunuşlar, bir toplumu kültürel , ekonomik olarak gelişimin içine alacağı söyleniyor.
Şöyle ifade etmek gerekirse MAKER RUHU nda şunlar var;
Diyor ki;
Seri üretim yerine kişiye özel üretime geçilmeli (gelişen teknoloji ile bunları kendimiz yapabileceğiz)
Kesinlik yerine risk olmalı
Meslek değil uzmanlaşma önemli
Bir işte kalıcı çalışmak değil proje tabanlı çalışılmalı
Ezber bilgi değil deneyim önemli
Rekabet değil paylaşım gerekli
Para değil yetenek değerlenmeli
Satın almak değil kendin yapmalı
ve en önemlisi de TÜKETMEK değil ÜRETMEK..
Düşünüyorum da çocukluğumuzda biz böyle bir kültürle büyütülmüştük. Ne zaman sanayi devriminin kapitalist akımları ülkemizi sardı, hızlı bir şekilde tüketmeye yönelmeye başladık. Sayısı gün geçtikçe artan Avm lerin bu büyümedeki katkısını da unutmamak gerekli
Az bütçeyle çok şey yapan büyük ailelerden, Kredi kartı kullanaraktan çok şey alan küçük ailelere dönüştük..
Sanayi devrimi bize bunu yaptırmış olabilir fakat dijital dönem ile artık bu alışkanlıklarımızı üretime dönüştürerek değiştireceğiz. Biz yaptık bari çocuklarımız yapmasın 🙂
Ve bu akım etkilerini Bursa da hissetmek, şahsım adına çok heyacan verici.
Ulutek in içerisinde gerçekleştirdiğimiz ULUTEK MAKER ÇOCUK projesi, sevgili Samet’in ekibiyle gerçekleştirdiği Podyum Park’ın içindeki BEN MAKER projesi, özel okulların içerisinde yenilikleri takip eden yenilikçi öğretmenlerin oluşturdukları MAKER projeleri yeni nesil öğrenmenin adımlarını hızlandırmak için heyacanla takip edip ettiğim projeler arasında yer alıyor..
Dileğim o ki, bu öğrenme biçimi yaygınlaştıraraktan tüm çocuklarımıza eşit bir şekilde ulaştırabilsin..
Dileğim o ki , çocuklarımız öğrensin ve üretsin..
Sevgiyle Kalın
BİRGÜL YANIKLAR