TAKE IT DOWN A NOTCH / Biraz Sakin ol, ağırdan al..

Basit Düşünmenin Tanımı..

Basit, karmaşık sorunları çözerken veya kararları alırken mümkün olan en az sayıda adımı ve sonucu kullanmayı ifade eder. Bu, karmaşık işlemleri anlaşılır ve yönetilebilir bölmeleri ve gereksiz ayrıntılardan arındırmayı içerir. Basit düşünme, karmaşıklık bileşenleri daha ve verimli sonuçlara ulaşmayı sağlar

HAYATA DAİR NOTLAR

  • Çok şey bilsen bile, sus ve dinle..
  • İhtiyacı analiz et.
  • İhtiyaç kadarını sun.
  • Daha iyi olacağını bilsen bile asla büyük hedefleri anlatma..
  • Gerekirse parçalar halinde ilerle. Kişiye göre bu parçaları büyüt ve anlat..
  • Birden kişisel sorular sorma..
  • Basit bir iş çıkar, istenirse genişlet..
  • Basit düşünmek ve konuşmak zordur. Zorla kendini..
  • Demem o ki; biraz sakin ol ve ağırdan al..

Basit Düşünmenin Faydaları….

  1. Karar Alma Sürecini Kolaylaştırır: Yoğun bir problemle karşılaşıldığında, bu problemi basitleştirerek çözüme ulaşma, karar alma sürecini ve daha net sonuçlara ulaşmayı sağlar.
  2. Etkili Stratejiler Oluşturur: İş deneyiminin başarısı için etkili stratejilerin belirlenmesi önemlidir. Basit düşünme, stratejik hedefi daha net belirlemeye ve buna odaklanmaya yardımcı olur.
  3. Hızlı Uygulama İmkanı Sunar: karmaşık planlar veya yazılımlar, uygulama sonuçlarına ve gecikmelere neden olabilir. Basit düşünme, daha hızlı ve kolay anlaşılır planlar oluşturmayı mümkün kılar.
  4. Verimliliği ve Üretkenliği Artırır: Basit düşünme, gereksiz yere enerji ve kaynak tüketimini engeller. Bu da elde edilen ve üretkenliği azaltan durumların ortadan kaldırılmasını sağlar.
  5. Yaratıcılık Tetikler: Basit düşünme, beyin için daha az yorulmak ve daha az stres demektir. Bu durum ise yaratıcılığı tetikler ve daha özgün çözümlerin ortaya çıkmasına yardımcı olur.

Tüm bu düşündüklerimi bana hatırlatsın diye oluşturduğum bu iki hikayeyi bloğuma alıyorum..

ÜÇ DAĞ VE BİR AY

BİRİNCİ HİKAYE…

Yüzyıllar öncesinde, üç parça dağ, yeryüzünü gökyüzüyle birleştiren, uzay yönünde durmaktaydı. Bu dağlar, Güç Dağı, Heybet Dağı ve Güven Dağı olarak adlandırılıyordu. Bu dağların zirvesindeki manzara, güzellik ve manzarayla birlikte. Bu üç dağ, insanlığa hem fiziksel hem de ruhsal gücü sunuyor, adeta birer doğa harikasıydı.

Bu dağların eteklerinde, bir vadide ise gizemli ve büyülü bir ay gölü yer alıyordu. Ay gölü, etrafındaki her şeyi aydınlatan, gökyüzündeki dolunayın özelliklerini içeren bir hazine gibidir. Gölün çevresindeki bitkiler ve çiçekler, onun aydınlığıyla parlayarak adeta dans ediyor.

Güç Dağı, kudretin sembolüydü. Yüksek ve dik yamaçları, göğe doğru uzanıyormuş gibi yerleşiyor. Bu dağın zirvesine çıkıyor, hem yapılar hem de zihinsel olarak insanın gücünü sınıyor, ancak zirveye ulaşıldığında manzara insanı büyülüyordu. Güç Dağı, insanların içlerindeki gücü hatırlatıyor ve onlara güven veriyordu.

Heybet Dağı, görkemin simgesiydi. Yemyeşil ormanları, devasa şelaleleri ve kayalıklarıyla göz kamaştırıyordu. Bu dağ, insanların yaşamını inceliyor hatırlatıyor, doğanın doğası karşısında insanın ne kadar küçük olduğunu fark ettiriyordu. Heybet Dağı’nın eteklerindeki su kaynakları ise yaşam yöneticileriydiler, insanlara içsel bir huzur veriyor ve hayatın güzelliklerine dair umut dolu yerlere sebepler buluyor.

Güven Dağı ise sadakatin ve olumsuzluğun temsilcisiydi. Bu dağın çevresinde, çeşitli çiçeklerle çiçeklerle yok. Burada insanlar, birbirine olan güvenin ve dayanışmanın gücünü keşfediyor, zor zamanlarda bile birlikte hareketin kalıcı önemini öğreniyorlardı. Güven Dağı, içlerindeki sevgi ve hoşgörüyü ortaya çıkarıyor, insanların olumlu bir enerjisiyle sarıyordu.

Bir gün, bu üç dağ ve ay gölü arasında bir bağlantı keşfedildi. Ay gölünün geneli, dağların zirvelerinde görünürlük ve bu yansıma, dağların muhteşem güzelliklerine ayrı bir anlam katıyordu. İnsanlar, ay gölündeki yansımaya bakan içlerindeki güç, heybeti, güveni ve güzelliği daha da derinden hissediyorlardı.

Birlikte, bu üç dağ ve ay gölü insanlara bir ders veriyordu: Güç, heybet, güven ve güzellik aslında onun insanın içinde saklıydı ve dışarıdaki doğa, onların bu içsel özelliklerini ortaya çıkarmaya yardımcı olmaya yardımcı olmak. Her biri ayrı ayrı güzel olduğu gibi, bir araya geldiklerinde ortaya daha da büyük bir uyum çıkıyordu.

İnsanlar, bu üç dağ ve ay gölünün cennetten ilham alan, kendi içlerindeki mucizeleri keşfediyor ve doğal güzellikleriyle uyum içinde yaşamanın ne kadar önemli olduklarını anlıyorlar. Bu masalsı yer, onları daima güç, heybet, güven ve güzelliği yaşamaya devam etmekte ve böylece yaşam boyu süren bir öğretmen ve rehber olacaktır.

İKİNCİ HİKAYE..

Bir zamanlar, ücra bir dağ vadisinde üç dağ, güçlü bir güzellik ve bölgeyi belirleyen bir ay yaşarmış. Bu dağlar, Masumiyet Dağı, Dayanıklılık Dağı ve Sevgi Dağı olarak biliniyormuş.

Masumiyet Dağı, berrak ve temiz bir gölün tepesinde yükselirken, koku ve saflığıyla vadideki herkesin hayranlığını kazanmışmış. Dağın yaşadığı yaşayan bir güzelliği, çiçekleri, böcekleri ve ormandaki tüm yaratıkları kendi koruyucusu olarak görüyormuş. İnsanlara neşe ve umut veren güzellik, vadideki herkesin kalbine sevinç saçarmış.

Dayanıklılık Dağı, vadideki en yüksek ve kutsal dağdır. O, sert rüzgarlar, aşırı yağmurlar ve çetin kış şartlarına dayanabilmek için güçlü bir yapıya sahipmiş. Dayanıklılık, vadideki tüm canlıların zor zamanlarda bile ayakta kalabileceği bir öğüt vermiş. Güçlülüğüyle koruyucularla Dayanıklılık Dağı, vadideki herkese cesaret ve direnç aşılar, onları sıkıntıların üzerine çekmeye teşvik etmiş.

Sevgi Dağı ise vadideki en zarif ve zarif dağdır. Geceleri, güneş battıktan sonra bile vadideki her ışıltılı yeridatmak için yükselir ve aydınlatırmış. Sevgi, vadideki her yaratığın gidişindeki en güçlü duygudur. Sevgi Dağı, sevgi insanlara, hoşgörü ve öğütler öğütler, onları bir arada tutmaları ve destek olmaya teşvik etmiş.

Bir gün, vadide kötü bir zaman yaşanmış. Kuraklık, doğanın zorlu bir sınavla karşı karşıya kaldığı bir döneme işaret ediyormuş. İnsanlar, bitki ve hayvanlar yaşam mücadelesi veriyormuş. Masumiyet, Dayanıklılık ve Sevgi Dağları, bir araya gelebilecek vadideki gücü, güveni ve güzellikleri korumak için karar almışlar.

Masumiyet, vadideki doğal güzellikleri ve temizliği korumak için uğraşırken, Dayanıklılık, zorluklar karşısında herkes ayakta durmak yardımcı olmuş. Sevgi ise vadideki herkesin birbirine destek olmasını ve dayanışmayı hatırlatmış.

Üç dağ, karşılıklı olan inançları ve güçleri sayesinde vadideki zor zamanları aşmayı başarmışlar. Güvenleri ve yükümlülükleri sayesinde vadideki herkes, kuraklıkla mücadele etmiş ve nihayetinde yağmur yağmış, topraklar canlanmış, bitkiler tekrar yeşermiş, hayvanlar güven içinde yaşamış ve vadideki güzelliği yeniden parlamış.

Masumiyet, Dayanıklılık ve Sevgi Dağları, vadideki insanların kalplerine sonsuz bir güç, güzellik ve manzara getirmişler. İnsanlar, dağların öğretileri sayesinde parçaları daha yakın bağlar kurmuş, birlikte sona erecek vadide daha iyi bir yaşam inşa etmişler. Artık vadide, üç dağın gücü, güzelliği ve gözlemleriyle dolu bir hikaye yazılmıştı..

Yorum yap