EĞİTİMDE İYİ OLMANIN DOĞRU TANIMI NEDİR?

Dünya Eğitimde, PISA SINAVIN da üst üste 3 kere şampiyon olan ”Finlandiya Eğitim Sistemini” ve onu ,son sınav da hızlı bir şekilde sollayan ”Güney Kore Eğitim sistemini” konuşuyor..

PISA SINAVI NEDİR? diye soranlara;

Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırma projesidir.

Örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma Becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır.

İyi de bu PISA PROJESİ neyi ölçmektedir? Diye baktığımızda;

PISA Projesi’nd
e zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma Becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır.
PISA projesinde kullanılan “okuryazarlık” kavramı, öğrencinin bilgi ve potansiyelini geliştirip, topluma daha etkili bir şekilde katılmasını ve katkıda bulunmasını sağlamak için yazılı kaynakları bulma, kullanma, kabul etme ve değerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır.

50 yıl öncesine kadar ise hem Güney Kore hem de Finlandiya gerek ekonomik olarak gerekse eğitim olarak kötü bir noktadaydılar…

20.yüzyılın başına kadar tarımla geçinen, Avrupa’nın en fakir ülkelerinden biriydi Finlandiya. Üstelik II. Dünya savaşında 3 milyon nüfusu ile önce Sovyetlere sonra Almanlara karşı savaşırken daha da fakir düşmüşlerdi.. Yaşadıkları büyük ekonomik krizler halkı parasız ve umutsuz bırakmıştı. Ancak Finlandiya yaşadığı tüm askeri ve ekonomik darbelere rağmen ”İskandinav Tarzı” sosyal bir refah toplumu olmayı başardı. 50 yılda Avrupa’nın en kötüsünden en iyisine yükselten mucizenin sırrı neydi?

Güney Kore ise 20.yüzyılın ilk yarısında Japonya’nın işgali altındaydı. İkinci yarısında ise sömürge bitmişti fakat iç karışıklıklar , Kuzey Kore ile çatışmalar başlamıştı. Savaşlar ve işgaller yaşamış, herhangi bir doğal kaynağı olmayan, işlenmiş ürün ortaya çıkaramayan, sadece gelişmemiş bir tarım ülkesi olan Güney Kore, 60 yıllık bir serüvenin ardından, bugün kendine gelişmiş ülkeler arasında yer edindi. Bundan 50 yıl önce, Türkiye’nin neredeyse çeyreği kadar ekonomiye sahip olan Güney Kore nasıl oldu da bu kısa zaman diliminde bize yetişti ve yetişmekle kalmayıp, bizim neredeyse 2 katımız büyüklüğünde bir ekonomiye ve diğer ülkelere teknolojik transfer yapan bir ülke konumuna dönüştü?

Son yarım yüzyılda hem Güney Kore hem de Finlandiya, okullarında büyük bir dönüşüm gerçekleştirdi ve şimdi her iki ülke de uluslararası olağanüstü eğitim sonuçlarının tadını çıkarıyor. Birbirine taban tabana zıt olan bu iki ülkenin eğitim modellerin de ne var ki bu da PISA SINAVLARINA yansımış ve ekonomiye değer katmış durumda..

Fin ve Güney Kore Eğitim sisteminin en temel ortak noktası, öğretmenlerin seçilmesi ve yerleştirilmesine oldukça önem verilmesi. Öğretmenlerin sosyal, kültürel ve iş alanındaki değerleri çok yüksek.. Finlandiya’da eğitim programı başvurularının sadece 10′da 1′i kabul ediliyor.

ikinci temel nokta ise, eğitim de savundukları ”Kalite ve Eşitlik ‘‘ her iki ülkenin önemli değerlerinden biri..

Finlandiya eğitimde; dersler yarım gün, ilk altı yılda öğrencilere not verilmiyor, öğretmenler sınıfta işleyeceği ders kitaplarını kendi belirliyor, öğrenmenin yerinin okul olduğu düşüncesinden dolayı öğrenciler de ödev verilmiyor, öğrencilerin girmekle yükümlü oldukları bir sınavları yok dolayısıyla da rekabet yok. Okulların mimarı tasarımlarında çocukların rahat edebileceği yapılar tasarlanıyor hatta okulda ayakkabılarını çıkartıp çorapla gezmelerine izin veriliyor. Okullarda müdür yok, bazen dersler farklı yaş gruplarıyla beraber işleniyor.. Ülkede hiç özel okul yok, öğrencilere okul işlerini yapmaları için görevler veriliyor. Okula gidiş gelişler de ya bisiklet ya da otobüs tercih ediliyor yani servis yok J

Güney Kore Eğitim Sistemin de ise, Öğrenciler başarmak için muazzam ve acımasız bir baskı altında yaşıyor. Yetenek fazla dikkate alınmıyor, çünkü ülke kültürü çok çalışmaya ve çalışkanlığa her şeyden daha fazla inanıyor. Başarısızlık için hiçbir bahane kabul edilmiyor. Çocuklar yıl boyunca hem okulda hem de özel öğretmenlerle ders yapıyor. Haftada yedi gün okula gidiyorlar. “Eğer çok çalışırsanız, yeterince zeki olabilirsiniz” inancı hakim. Bir ortaokul bir lise öğrencisi günde 4-5 saat uyku ile güne başlıyor .Sabahtan akşama kadar okulda kalıp okul çıkışı saat 21.00 a kadar akşam zorunlu etütlere geçiyorlar. 21 ile 1.00 arasında ise dershaneler de eğitime devam ediyorlar .Koreli ailelerin eğitime bakışları da oldukça önemli aslında aile de ne kadar ekonomik sıkıntı bile olsa çocuklarını okutmak onlar için çok önemli. Çünkü akademik başarı onların işte ve toplumda statü kazanması demek.. Yani okumak onların tek çıkış yolları olarak görülüyor. Sizlere de tanıdık geldi mi J

Peki çocuklar mutlu mu sorusunun cevabı da yine PISA sonuçlarından alıyoruz.. Her iki ülkenin çocukları da okulda olmaktan mutlu değiller . Güney Kore’nin ki normal de, Finlandiya neden böyle çıkmış demekten de kendinizi alamıyorsunuz..

Biraz araştırdığınız da ortaya da çıkıyor aslında, kültürel değişimler, sosyal ekonomik yapı, değişen aile ve çevre yapılarının altındaki etkileşenler de okula yansıyor..

Peki en mutlu hangi ülkenin çocukları diye bakıldığında PISA SINAVININ en altlarında kalan Peru, Endonezya ve Arnavutluk gibi ülkelerin çocukları okulda olmaktan mutlu görünüyor..

Peki bu ülkelerin dünya ekonomisine yansımaları nasıl diye baktığımız da ise tablo ilginç. Güney Kore ekonomik gelişimde dünyada 12. Sırada Finlandiya ise 37. Sırada . Her ikisinin okuryazarlık oranı %100 e yaklaşırken , her ikisi de ekonomik gelirlerinin önemli bir bölümünü eğitime aktarıyorlar. Çıktı ise akademik ve ekonomik başarıları . Ve Finlandiya dünyada yaşamak istenilen ülkelerin 6. Sırasında yer alıyor.

Aklıma hemen şu sorular geliyor;

Bu iki başarılı, ama birbirine taban tabana zıt eğitim modelinden ne öğrenebilir?

PISA Sınavında iyi olanlar eğitimde de iyidir demek doğru mu?

Eğitimde iyi olmanın doğru tanımı nedir?

Bana dair yorumlar;

Eğitimde Ölçme değerlendirme iki kategori de olduğu unutulmamalı…
1. Çıktı kısmı vardır ki bunlar ; sertifikalar, diplomalar, puanlar, not ortalamaları, tablolar vb.
2. Ürün kısmı vardır ki bunlar da ; İnsanların nasıl iyi yetiştiği, insan olma becerileri, tutumları davranışları vb.

Eğitime sadece bu üç dersin sınavı gibi değil de, bütününde bakmak gerekli; bireyin arkadaşları ve ailesi ile olan ilişkileri ,topluma yarattığı katma değer gibi kavramlarla da düşünülmeli..

Yaşam kalitesi sağlık ,sosyal , ekonomik, güvenlik ve eğitim gibi alanların bütünü ile değerlendirilmeli..

Hiçbir eğitim sisteminin kalitesi öğretmen kalitesini aşmamalı..

Eğitim siyasileşmemeli..

Eğitime tutarlı, birbirini tamamlayan politikalar ile yoluna devam edilmeli..

Yapılan eğitim reformları hızlıca yaygınlaştırılmalı..

Eşitlik ve Kalite felsefesi eğitimin vazgeçilmesi olmalı..

Ve en önemlisi eğitim ithal edilmemeli.. Kendi gelenek ve değerleriyle bütünleşen, milli değerleri olan, kendi üretim kaynaklarını kullanabilen, ekonomisini destekleyen, ülkenin gelecek vizyonuna ve stratejisine hizmet edebilen ve dünyayı takip eden bir yapısı olmalı..

Gelişmiş ülkeler bile eğitim sistemlerini değişim içine almışsa, buradan bize de pay çıkarmak kalır..

Değişim ve Gelişim hayatınızdan hiç eksik olmasın..

Sevgiyle Kalın ..

Yorum yap