Kendimizi mi dinliyoruz yoksa karşımızdakini mi?

Duyduklarımızın dışında ,duymadıklarımızla da karşımızdaki kişiden pek çok ipuçu yakalayabiliriz. Karşımızdaki insanın, beden dilinden, jest ve mimiklerinden bazı şeyleri sezebiliriz.

Çoğu zaman ,karşımızdaki kişiye sorduğumuz sorular, duymak istediğimiz yanıtlara göre değil almak istediği yanıtlara göre, kendimize göre yontarak duymaya çalıştığımız sorular olur.

Derin dinlemek, aslında konuşulmayanları duyabilme becerisidir...

Bunun içinde An’da kalmaya ve olup bitenleri gözlemlemeye ihtiyaç vardır.

Dinlemenin, duymadan öteye geçebilmesi için bizim görsel becerilerimizi ortaya çıkarmamız gerekir. Çünkü biz sadece kelimelerle ve duyduklarımızla hareket eden canlılar değiliz. Görsel hafızamızla gelişir, görsel hafızamızdaki şablonlarla öğrenir ve bu şablonları büyüte büyüte geliştirerek öğrenmeye devam ederiz..Onun içindir ki görüntü duymaktan çok daha fazlasını söyler.

Bundan dolayı , 3S bizim için oldukça önemlidir. Sinyaller, Semboller, Simgeler ..

Karşındaki kişiyi derin dinlemek istiyorsak; kişinin, nasıl sinyaller verdiğini , ne gibi semboller kullandığını, ne tarz simgeleri olduğunu çok iyi duyabiliyorsak derin dinleme yapmışız demektir.

Bunun içinde oldukça antreman yapmak gerekir 🙂

Sevgiler

Birgül Y.

Kaynak: Ateş Ataseven/ Eğitmen Ve Yazar

Yorum yap