Dünya uyanmazsa , Dünya elden gidecek!
”Kendime soruyorum, gerçek anlamda torunlarıma nasıl bir dünya bırakacağımı düşünüyorum. Ne yapabilirim diyorum. Dünyada sürekli bir yarış var. Burada insanlar olarak ya kaybederiz yada tekrar rayına oturturuz. Ve hayatımda kendim için istediğim bir tek şey var o da ”İnsanlara pozitif bir etki bırakmak! ‘‘diyor, Sn. Ali Üstündağ..
Dijitalin kültürü ve deneyim kütüphanesi olan, TED KONFERANSLARININ Türkiye kurucusu Sn. Ali Üstündağ.
Benim için heyecan veren bir söyleşi daha. Neden mi? Çünkü, Ted Konferansları hayatıma artı değer katan, dinlemekten zevk aldığım, kendime notlar çıkardığım , dünyada ve Türkiye’de etkisi hızla büyüyen bir küresel bir organizasyon .Bunu Türkiye ile tanıştıran ve yayan kişi de karşımda. Daha ne olsun?
Soruyorum; nasıl oldu bu? TED konferanslarını Türkiye taşımak fikri nasıl oluştu..
Hikayesi 2006 da başlıyor;
”İnternette dolaşırken , gece geç saatlerde TED’ e rastlıyorum. Dinliyorum , bakıyorum ama aklım da takılıyor. Ertesi gün tekrar bakıyorum .Konuşmacıları görünce heyecanlanıyorum. Uçuyorum heyecandan. Benim kesinlikle oraya gitmem lazım diyorum . Oldukça pahalı olmasına rağmen hemen müracaat ediyorum fakat kapanıyor ve bilet alamıyorum. Gelecek sene sizi listeye aldık diye mesaj geliyor. Seviniyorum, ertesi sene gideceğim diye düşünüyorum. Çünkü listedeyim, gitmem gerekli. Ertesi yıl açılıyor ve 48 saat içerisinde biletler hızla tükeniyor. Ve bana özür dileriz kapandı diyerek mesaj geliyor. Gerçekten üzülüyorum.
Bir gün İstanbul’da, bir konferansta, daha önce TED de konuşmacı olan bir beyefendi sunum yapıyor.Sunuma bayıldım, gittim ve kendisi ile tanıştım. Dedim ki; sunumunuz çok hoşuma gitti, bayıldım, sizi yemeğe davet edebilir miyim ? Kabul etti ve beraber yemeğe çıktık. Amerika’dan geldiği için başladım TED den bahsetmeye. Adam bir tebessüm etti. Biliyor musun; ben TED ‘in komünitesindeyim 🙂
Sonunda, iki sene bekledikten sonra 24 saat içinde kabul edildim ve o günden sonra da hayatım tamamen değişti.. kaçıncı keredir değişiyor ben de bilmiyorum ama 🙂 ”
TED de ne çekti sizi diyorum..
Şöyle ki diyor;
TED’e ilk gittiğimde ben kendime ne olduğumu tam anlayamadım, O kadar kendimde değildim yani. Örneğin ortağım soruyormuş, Ali Bey döndü mü diye ? Ali Bey döndü ama henüz intikal etmedi diyorlarmış.
Oraya gittiğiniz zaman görüyorsunu ki ,siyaset dışındaki gerçek problemlerin ,aklınıza gelebilecek dünyanın sorunlarının konuşulduğu, çözüm sunulduğu bir yer.. Kanser ve ölümün dışında her türlü problemin çözümü var orada. Ve insanlar bunu çözmek için inanılmaz çaba sarf ediyorlar.
Oradan ikinci dönüşümde artık kendime bir görev tanımıştım. Ben de dünyayı değiştireceğim dedim 🙂
Peki ya TEDX ..
TEDX dünyada 2009 da kuruldu. Fark ettiler ki TED olayı dünyada çok yayıldı. İnsanlar kendi evlerinde, topluluklarda , üniversitelerde bunu izlemeye başladılar. Burada bir şeyler var ,ilgi görüyor diye TEDX markası kuruldu. Bunun anlamı şu; bağımsız bir şekilde bir günlük TED organizasyonları yapabiliyorsunuz.
Başlangıçta sadece videolar seyrederek devam ederken , zaman içerisinde çok değişti. Bugün TEDX, 10.000 etkinliğe ulaştı. 170 ülkede 1 milyar’a yakın TEDX videoları var. Neredeyse TED leri geçti.
Ya Türkiye’ye yansıması…
Şöyle bir şey oldu. 2008 o kadar etkilendim ki , videoları bize yolladıklarında , ben o videoları çoğaltıp tüm kurumlara, Güler Sabancı, Eczacıbaşı gibi yerlere , kimi tanıyorsan onlara gönderdim. Bakın böyle bir şey var diye 🙂
2010 senesinde Boğaziçi Üniversitesinde ilk TEDX imi yaptım. Ve korkuyorum, salon dolabilecek mi acaba diye. Topu topu 500 kişi gelmesi gerekli. Tüm tanıdıklarımıza haber gönderdik. Herkesi ücretsiz davet ettik ve salon doldu.
Artık bugün TED i tanıtmak gibi bir derdimiz yok 🙂
Türkiye’de bunu yaymak ve yaygınlaştırmak adına bir misyon yüklendiniz, başarılı oldunuz mu sizce?
Yaptıklarım yeterli değil daha fazlasını istiyorum. Burnumu sokmamam gereken işlere sokuyorum. Özelliklede gençlerle, girişimcilerle çalışıyorum. STK la ile çalışıyorum, kadın toplum örgütleri ile çalışıyorum. Onların başlangıç adımlarına yardım ediyorum.
Türkiyenin değişmesi lazım. Bu da tepeden değil aşağıdan değişecek. Gençlerle değiştirilecek..
Konuşmacıların özellikleri diyorum…
En büyük ortak özellikleri yayılmaya değer fikirlerinin olması . Bu fikir toplumda değer yaratır mı? Etki sağlar mı? Vereceği mesaj ne? Bunlar çok önemli..
Ve tavsiye …
Çocuklarıma mektup yazsam ne yazardım? diye düşünüyorum. İlk söylediğim meraklı olun derdim herhalde. Benim hayatımda beni güden en önemli şey meraktır. Meraklı olmanız her konuya merak sarmanızı sağlıyor. Ve TED in ruhu da budur.
Eğer sizinde yaymaya değer bir fikriniz varsa belki sizlerde TED de bir konuşmacı olabilirsiniz.
Neden olmasın?
Yeniliklerle Kalın,
BİRGÜL YANIKLAR